
Nurhak
Giriş
Nurhak, beş bin yıllık belgeli tarihiyle Anadolu coğrafyasının en eski yerleşim yerlerinden biridir. Nurhak, binlerce yıllık tarihi boyunca birçok medeniyete ve kültüre ev sahipliği yaptı. Tarihin akışını değiştiren, devletlerin kaderine yön veren önemli birçok olay bu coğrafyada meydana geldi. Nurhak, Tarihî İpek Yolu’nun bağlantı yollarında, Asur Ticaret Kolonilerinin geçiş güzergâhında yer aldı. Hititlerin höyüklerine ev sahipliği yaptı. Müslümanlarla-Bizans arasında sınır oldu, sınır savaşlarına sahne ve şahit oldu. Anadolu Selçuklu Devletinin en önemli kervan yolu Nurhak’tan geçti. Memluk-Selçuklu-Moğol savaşı bu bölgede oldu. Nurhak, Osmanlı ile Memluklular arasında tampon bölge oldu. Dulkadir Beylerinin biricik yaylağı oldu. Osmanlı-Dulkadir savaşı yine bu bölgede yapıldı. Bu kadar köklü bir geçmişi olan, stratejik noktada bulunan Nurhak; Prof. Dr. Faruk Sümer’in deyimiyle “Kayseri-Halep kervan yolunun en bilinmeyen bölgesi” olarak kaldı, bu bölgeyle ilgili bugüne kadar ciddi bir araştırma yapılmadı, bundan dolayı da Nurhak’a ait birçok husus Nurhak’la ele alınmadı.
Nurhak Adı
Nurhak adı, Arapça Nur ve Hak kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiş bir birleşik addır. Nurhak adına ilişkin ulaşabildiğimiz en eski kayıt 1522 tarihli Osmanlı belgeleridir. Nurhak Dağı’ndaki madenlerin geceleri parlamasından ötürü ışık manasına gelen nur kelimesini hak etmesinden yola çıkılarak bu adın verildiği düşünülmektedir. Nur-u Hak, Hakkın Nuru anlamına gelmektedir.
Nurhak Dağı’nın ve Çevresinin Oluşumu
Nurhak Dağı; yaklaşık 3090 m. yüksekliği ile Türkiye’nin 32., Kahramanmaraş’ın ise en yüksek dağıdır. Nurhak Dağları; Güneydoğu Torosların başlangıç noktasında yer alır. Toroslar, 3. jeolojik zamanda Alpin Orojenezi ile oluşmuştur. Nurhak Dağı’nın yapısına Paleozoyik zamana (570-225 milyon yıl önce) ait şist ve kalkerler egemendir. Sarnıçlarında ve zirvesinde buzullar mevcuttur. Dağın zirvesinde Ali Gölü isimli bir de göl vardır. Dağ, yaz aylarında yaylacılık faaliyetleri için kullanılmaktadır. Nurhak’ın içme ve tarımsal sulama ihtiyacı da Nurhak Dağı’ndan gelen kaynak sularından sağlanmaktadır.
Nurhak’ın Coğrafi Konumu ve Yeryüzü Şekilleri
Nurhak Dağı’nın güney eteklerinde kurulan Nurhak; Akdeniz Bölgesi’nin doğusunda, Doğu Anadolu Bölgesi’nin batısında, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeybatısında; yani bu üç bölgenin birleştiği noktada yer alır. İdari sınırlara göre Akdeniz Bölgesi’nin Adana Bölümünde yer alan Nurhak, 37 derece kuzey enlemi ve 37 derece doğu boylamı üzerindedir. Nurhak’ın kuzeyinde Elbistan, güneyinde Çağlayancerit, güneybatısında Onikişubat merkez ilçe, batısında Ekinözü, doğusunda Doğanşehir, güneydoğusunda Gölbaşı ilçesi bulunur. Nurhak’ın yüzölçümü 634 km²dir. Nurhak, etrafı dağlarla çevrili 1500 rakımlı yüksek bir plato üzerine kurulmuştur. İlçe merkezinden geçen Değirmenderesi suyu ilçeyi ikiye bölmektedir. Bu dere aynı zamanda Nurhak Ovası’nı oluşturan alüvyon toprakları da Nurhak Dağı’ndan aşındırarak getirmiştir. Nurhak’ın arazi dağılımının 5000 ha’ı tarım alanı, 15000 ha’ı orman, 33400 ha’ı mera, 10000 ha’ı tarım dışı alandır. Nurhak Dağlarının bir kısmıyla güneyindeki Engizek Dağları ardıç ve meşe ormanlarıyla kaplıdır.
Nurhak’ın Jeopolitik Önemi
Nurhak’ın; İç Anadolu’dan güneye, yani Suriye tarafına geçiş bölgesinde bulunması, Akçaderbent geçidinin Nurhak’ta olmasından ötürü buraya hâkim olmak isteyen büyük devletlerin sürekli burada mücadele ettiğini görürüz. Bundan dolayı da Nurhak’a birçok kale ve han yapılmıştır. Nurhak’tan geçen yollar, Türklerin Anadolu’ya yerleşmesiyle beraber özellikle Selçukların en önemli ticaret ve askeri yolu olmuştur. Nurhak ve çevresinden çıkarılan madenler, sahip olunan önemli su havzası ve akarsular, yaylalar, ormanlar, savunma ve saklanmaya müsait dağlık arazi yapısı, önemli ticaret yolları üzerinde bulunması, önemli merkezlere yakınlık, doğal geçitler ağzında bulunması vb. unsurlar Nurhak ve çevresini cazibe merkezi yapmış, stratejik olarak önemini arttırmıştır.
Nurhak’ın Tarihi
Nurhak’ta, Nurhak ve çevresinin tarihine ışık tutacak çok sayıda yapı bulunmaktadır. Nurhak sınırları içindeki onlarca kale, yerleşim yeri, tümülüs, eski sur, höyük, köprü kalıntısı, değirmen kalıntısı, han, mezarlık, tarihi yol, mağara ve daha başka yapı vardır. Tarih öncesi dönemin ilkel yaşam tarzının en önemli unsurları olan doğal barınaklarda yaşam, avcılık, hayvancılık, tarım gibi hususların kolaylıkla yapılabileceği Nurhak’ın ilk çağlarda ve öncesinde ıssız kaldığını düşünmek mümkün değildir. Ancak Nurhak ve çevresi üzerinde yeterli çalışma yapılmadığı için tarih öncesi dönemlere ilişkin elimizdeki veriler sınırlıdır. Mevcut veriler ve belgeler ışığında Nurhak’ın tarihinin en az 5 bin yıl öncesine dayandığı tespit edilmiştir.
Nurhak’ın ilk sakinlerinden Luvilerin tarihi, M.Ö. 2300’lere kadar çıkmakta olup Toros Dağları ve kuzeyi ile Maraş bölgesine hâkim olmuşlardır. Nurhak ve çevresi, belli bir dönem, Hititlerden önce Mezopotamya merkezli Sami Asurlular hâkimiyeti altında kalmışsa da daha sonraları M.Ö 2. binyılın başından itibaren uzun bir süre Hitit hâkimiyeti altında kalmıştır. Nurhak’ın şehir kimliği kazanması Hitit dönemindedir. Nurhak’taki Ağcaşar ve Alçiçek Höyükleri başta olmak üzere birçok höyük bu dönem eserleridir. Nurhak ve çevresini M.Ö. 720-612 yılları arasında Asur egemenliği altında görürüz. Medlerin M.Ö. 612 yılında Asur devletine son vermesiyle bölgede Med hâkimiyeti başlamış ve M.Ö. 333 yılına kadar devam etmiştir. M.Ö. 333 yılından 323 yılına kadar yaklaşık 10 yıl Makedonyalıların hâkimiyeti altında kalan Nurhak coğrafyası, daha sonra M.Ö. 323 yılından M.Ö. 64 yılında Büyük Roma İmparatorluğu hâkimiyetine girene kadar Selefkoslar hâkimiyeti altında kalmıştır. Roma dönemi içerisinde M.Ö. 163 yılından M.S. 72 yılına kadar da Kommagene Krallığı’nın da bu bölgede hâkimiyet kurduğu görülür. Nurhak ve çevresi, Kral Ptolemaios zamanında Kommagene hâkimiyeti altına girdi. M.S. 72 yılında Komamagene Krallığı’nın, Roma İmparatorluğu’nun topraklarına katılmasıyla beraber, Roma İmparatorluğu’na bağlı bir eyalet haline getirilen Suriye valiliğine bağlandı. M.Ö. 64 yılına kadar Selefkuslar’a bağlı kalan Nurhak ve çevresi, bu krallığın merkezi Antakya’nın, Romalılar tarafından alınmasıyla bu devletin eline geçti. Roma İmparatorluğu’nun M.S. 395 yılında doğu ve batı olarak ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan Nurhak’ta Roma Dönemine ait başta büyük kale olmak üzere çok sayıda kale, yerleşim yeri, mezarlık, han vb vardır.
Nurhak ve çevresi, Roma İmparatorluğu döneminde olduğu gibi Bizans döneminde de stratejik önemini korudu. Bölge, Bizans ve Araplar arasında sınır konumunda olduğu için sık sık el değiştirdi. Nurhak, 609-626 yıları arasında ise Sasani hâkimiyeti altında kaldı. Sasanilerin, yıkılmasından sonra bölgede 637 yılından itibaren başlayan Arap-Bizans mücadelesi ise yüzyıllarca sürdü. Nurhak ve çevresi bazen Müslüman Arapların hâkimiyeti altında kaldı bazen de Bizanslıların. Habib b. Mesleme el Fihrî, 647 yılında Nurhak ve çevresini ele geçirdi. Ancak bu fetih kalıcı olmadı. Nurhak Dağları, bu dönemde genellikle doğal bir sınır işlevi görüyordu ve güneyinde kalan kısımlar İslam toprağı kabul ediliyordu. Malazgirt savaşı öncesi, Anadolu’daki Sugur-Avasım şehirlerine, Bizans’a karşı savaşmak için gelen Türkler; Malazgirt savaşından sonra Anadolu’ya yerleşmek için gelmeye başladılar. Nurhak’a gelen ilk Müslüman Türkler de bu şekilde gelip bölgeye yerleştiler. Nurhak ve çevresi 9. yüzyılın sonlarında bir müddet Tolunoğulları hâkimiyeti altında kaldı. Daha sonra ise Hamdânî hükümdarı Seyfüddevle zamanında bir müddet Hamdânîler hâkimiyeti altında kaldı. Türk komutanlardan Afşin Bey, Ağustos 1067’de Nurhak taraflarına ilk akınlara başladı. Süleymanşah’ın dayısı emîr Danişmendoğlu Gümüştekin Ahmet Gazi, 1077 yılında Nurhak ve çevresini hâkimiyeti altına aldı. Nurhak ve çevresi, devam eden yıllarda Bizans ve Selçuklular arasında birkaç kez el değiştirdi. I. Alâaddin Keykubâd döneminde Nurhak ve çevresinde çok önemli savaşlar oldu. Bunlardan biri de 1234 yılında Derbent’te yapılan “Derbentler Yılı” Savaşıdır. 1277 yılındaki Moğol-Selçuklu-Memluk Savaşı da Nurhak’a bağlı Zillihan civarında oldu. Bu savaştan kısa bir süre sonra Nurhak’ta İlhanlılar(Moğollar) hakimiyeti başladı ve 1298 yılında Memlukluların bölgeyi ele geçirmesiyle bölgedeki İlhanlı hakimiyeti son buldu. Nurhak’ta Selçuklu Dönemi eserleri arasında en önemlileri muhakkak ki hanlardır. Nurhak sınırları içinde envanter kaydı yapılan Zilli Han, Nurhak Hanı, Çevirme Hanı ve Kamereddin Hanı bu dönem eserleridir.
Nurhak’ta Memluklu hakimiyeti ise 1299-1337 yılları arasındadır. Nurhak, 1337-1522 yıları arasında genel itibariyle Dulkadir Beyliği hâkimiyeti altında kaldı. 1515 yılında Turna(Nurhak) Dağı Savaşıyla Osmanlı hâkimiyetine giren bölge, belli bir süre özerk bir statüde yönetildikten sonra 1522 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Cumhuriyet kurulana kadar da Osmanlı yönetimi altında kaldı. Nurhak Nahiyesi 1522 yılında kuruldu. 1540 yılı tahrir kayıtlarına göre Nurhak nahiyesi 9 köy ve 28 mezradan oluşmaktadır. O tarihte Nurhak’ta yaklaşık 1210 kişi yaşamaktadır. Nurhak Nahiyesinin idari yapısının, genel itibariyle ilk kurulduğu halini koruyarak, Cumhuriyete kadar geldiğini görmekteyiz. Osmanlı Döneminde Nurhak ve çevresinde birçok isyan da çıkmıştır. Şah Kalender isyanı da bunlardan biridir. Osmanlı döneminden, Nurhak sınırları içinde bugüne ulaşan herhangi bir eser görememekteyiz. Önceki dönemlerde yapılan kale, han, yol vb. yapıların tadilat yapılarak bu dönemde de kullanıldığı düşünülmektedir. Nurhak’taki ormanlardan elde edilen kerestelerin Birecik’teki tersanelerde gemi yapımında kullanıldığı da kayıtlarda yer alan bilgiler arasındadır.
Cumhuriyet kurulmadan önce kurtuluş mücadelesi verilirken Nurhaklı çok sayıda gönüllü Maraş’ın Kurtuluşu için mücadeleye katıldı. Gönüllülerin dışında bazı eşkıya ve çeteler de Nurhak’tan giderek bu mücadeleye destek verdi. Kurtuluş mücadelesi için gerekli silah ve teçhizatın bir kısmı da Nurhak üzerinden sevk edildi. Nurhak, Cumhuriyetin ilk yıllarında Osmanlı dönemindeki idari yapısını ve sınırlarını korudu. 1944 yılında Nurhak Bucağı kuruldu. 1954 yılında ise Nurhak tam teşekküllü nahiye hâline getirildi. Nurhak; 1970 yılında belediye, 1990 yılında ilçe oldu. Cumhuriyet döneminin önemli askeri ve siyasi olaylarından biri olan, 31 Mayıs 1971 tarihinde Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesine bağlı İnekli köyünde meydana gelen çatışmada Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan öldürüldü. Deniz Gezmiş Nurhak’a gelirken yolda yakalandı, arkadaşları Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’la birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde idam edildi. Olay Nurhak’ta olmamasına rağmen operasyona “Nurhak” adı verildiği için olay Nurhak’la anıldı.
Nurhak’ta Sosyal Yaşam
Nurhak halkının temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Genellikle küçükbaş hayvancılık yapılır. İlçenin arazi yapısı, yeryüzü şekilleri ve bitki örtüsünden dolayı kıl keçisi yoğun olarak beslenmektedir. Hayvancılık yapanlar yaylara göçerler, yarı göçebe bir yaşam tarzı sürdürürler. İlçede güçlü insani ilişkiler vardır. Akrabalık bağları ve komşuluk ilişkileri güçlüdür. İlçenin eğitim ve kültür seviyesi yüksektir. Nurhak, son 30 yılda yoğun bir göç vermiştir. Yurt içi göçlerle birlikte özellikle Avrupa ülkelerine olan yurt dışı göçler, ilçenin refah seviyesinin yükselmesinde ve sosyal yaşam tarzının değişmesinde önemli rol oynamıştır.